BİRSEN ÖĞRETMEN
  Yazı Köşesi
 

KÜTÜPHANELER HAFTASI
Kitap bize bilmediklerimizi öğretir. Görmediğimiz yerleri tanıtır. Kitap okunduğu zaman göze, dinlendiği zaman kulağa seslenir. Kitaplar zamanımızı değerlendiren birer sevgili arkadaştır. Kitaplarla arkadaşlık küçük yaşta başlarsa bu güzel alışkanlık büyüyünce de sürer gider. Kitaplar doğruyu, güzeli, iyiyi, yararlıyı bulmamıza yardım eder.

Kitaplar yaşamı sevdirir. Dünyayı güzelleştirir. İçimizi aydınlatır. Yazarlar, kitaplar aracılığıyla binlerce, yüz binlerce insana seslenirler. Yazarın düşünceleri kitaplar aracılığıyla ülkeden ülkeye yayılır. Bilgiler en uzak yerlere ulaşır. Yazarla okuyucu arasında bir bağ kurulur, bir yakınlık sağlanır.

Kitapların satıldığı yere kitapevi, konulduğu yere kitaplık denir. Herkesin yararlanması, okuması, başvurması için kurulan ve içinde kitaplar bulunan yere kütüphane denir.

Amerikan İzcileri Kitaplık Yöneticileri ilk kez 1917 yılında bir kitap haftası düzenlemeyi önerdiler. Aydınlar, yazarlar, yayıncılar önerinin benimsenmesi için çalıştılar. Bu çalışmalar sonucu Kasım ayının ikinci haftası dünyanın bir çok uygar ülkesinde Kitap Haftası olarak kabul edildi. Bu hafta daha sonra bizde de Çocuk Kitapları Haftası olarak kutlanmaya başladı. Kitap Haftası içinde, kitap sergileri düzenlenir. Kitap siparişleri mektuplarının nasıl yazıldığı öğretilir. Arkadaşlar birbirlerine kitap armağan ederler. Kitapsever öğrenciler hafta içinde kitaplıklarına çeki düzen verirler.

Kitap sevgisini bir yazarımız şöyle anlatıyor. "Dünyada hiç bir dost, insana kitaptan daha yakın değildir. Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk, ışık vermek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için tek çaremiz kitaplara sarılmaktır. Düşünüyorum da, şu dünyada kitaplar yok oluverse, yaşamak ne denli güçleşir, çekilmez bir ağırlık olur. Dünyamızı nasıl insansız düşünmezsek, insanı da kitapsız düşünemeyiz. Beyinde, düşüncenin kıvılcımının parladığı ilk andan beri, insan düşündüğü ve duyduğunu türlü şekillerle, eline ne geçirdiyse ona yazmaktan, çizmekten kendini alamamıştır.

Okuyan kişi için kitaplığın yanı başından daha rahat bir yer olabileceğini sanmıyorum. Ben kendi hesabıma, kitaplarım arasında duyduğum rahatlığı hiç bir yerde duyamamışımdır.

Odamdan dışarı çıktığım zamanlar, yanıma küçük bir kitap almayı hiç unutmam. Ne olacağı bilinmez ki. Kalabalık içinde insanın içine ansızın bir yalnızlık çökebilir."

KİTAP TÜRLERİ

Kitapları türlerine göre çeşitli gruplara ayırabiliriz.

Başvuru Kitapları: Bu gruba giren kitaplar bize değişik, çeşitli yararlı bilgiler verirler. Sözlükler, ansiklopediler, yazım kılavuzları gibi. Başvuru kitaplarının konuları kısa sürede bulunabilsin diye çoklukla harf sırasına göre hazırlanır.

Bilgi Kitapları: Bunlar öğretici kitaplardır. Bize bilmediğimiz konularda yeni bilgiler verirler. Yeni bilgiler, düşünce ufkumuzu genişletir. Bilgili insanlar daha doğru kararlar verirler. Ders kitaplarımız bilgi kitaplarıdır. Doğru bilgi kitaplarını dikkatle okumalıyız.

Meslek Kitapları: Belirli meslekler için hazırlanmış kitaplardır. Mesleğinde daha başarılı olmak isteyenler bu tür kitaplardan yararlanırlar. Meslek kitaplarından oluşan kütüphaneler de vardır.

Edebi Kitaplar: Romanlar, öyküler, masallar, gezi ve şiir kitapları, anılar bu gruba girer. Bu kitaplar kolay okunur. Okuyanı dinlendirir, düşündürür, duygulandırır.

Çocuk Kitapları: Çocuklar için yazılan yapıtlara çocuk kitabı denir. Çocuk kitapları çocuklara bilgi verir. Çocukların duygu, düşünce dünyasını geliştirir. 

OKUMA KİTAPLARIM
Bu yazıda ünlü ozanlarımızdan Z. Osman Saba
kitapları hakkında duygu ve düşüncelerini anlatıyor.
Sevgili okuma kitaplarım. O kitaplar aylara bölünmüştü. Kış aylarına düşen parçalarda kış resimleri vardı. Sonra, o resimler gittikçe değişirdi. Dallar, yavaş yavaş tomurcuklanır, ağaçlar çiçek açardı. Paltolu çocuklar, paltolarını çıkarmaya başlardı. O resimler böylelikle, bizlere de tatilin yaklaşmakta olduğunu hatırlatırdı. 

Bazen kitapların son sayfasını açardım. Orada bir kelebek veya çiçekli dala konmuş bir kuş resmine dalar giderdim. Bu sayfalara ne zaman geleceğiz? Bu sayfaları okuyacağımız günlere ne zaman kavuşacağız, diye düşünür dururdum. Oysa daha okulda yılın yarısına bile ulaşmamıştık. Sınıfımızın camlarını sert yağmurlu kış rüzgarları sarsıyordu. Böyleyken ben kitaplardaki o resimlere baktıkça yaz tatilinin hayallerine kapılmaktan kendimi alamazdım. 

Neler düşünürdüm neler ... Sınavların başlayacağı günleri düşlerdim. Okuma dersinden hiç korkulur mu? Güzel bir Mayıs günü, sınav odasına girecektim. Öğretmenim beni güler yüzle karşılayacaktı. Önüme çıkan parçayı okuyacaktım. Ben okurken dışardan kuşlar ötüşecek yeni yapraklanmış ağaçların sallandıkları görünecekti.
Bahar yemişlerini satan satıcıların sesleri, çağrışmaları duyulacaktı. Öğretmenlerim okuduğum parça ile ilgili sorular soracaklar, ben hemen cevapları verecektim. Sonra «yeter» diyecekler, sınav odasından uçar gibi çıkacaktım. Okuma kitaplarındaki son parçalara baktıkça bunları düşünürdüm.
Dost okuma kitaplarım. Onlarda neler yoktu? Kısa pantolonları diz kapakları örtecek şekilde biraz geçen saçları düzgünce taranmış güler yüzlü çocuk resimleri vardı. O kitaplarda temiz giyimli köylüler, babalar, analar vardı. Bu insanların güzel resimleriyle doluydu, okuma kitaplarım. Bu resimlerdeki insanlar güzel bir dünyanın insanlarıydı. Kötülük bilmezlerdi, iyilikten başka bir şey düşünmezlerdi.
«Bizim gibi olun, iyilikten başka bir şey düşünmeyin» derdi.
Bu unutamadığım eski okuma kitaplarından bugün bir tanesi bile yok. Onların şimdi hayalimdeki yapraklarım çevirirken yine de onları eskitmemek istiyorum. Onlardan ezberimde kalan parçaları yer yer okuyorum. Bu yüzden yangında yanmış kitaplar gibi sayfaların çoğu eksik.
Sevgili dost okuma kitaplarım, sizleri zamanla bu kadar özleyeceğimi hiç bilmezdim. Böyle olacağını bilseydim, birkaçınızı olsun öbür kitaplarımın yanında saklamaz olur muydum? 

Ziya
Canım Kitap
* Aşağıda okuyacağınız parça bir öğrenci kitaplığının nasıl oluşturulduğunu ve
kitap sevgisinin insana kazandırdığı güzellikleri anlatıyor.

Bir sürü kitabım oldu. Küçük kitaplığımın raflarını doldurdular. Hepsini seviyorum. Sevilmez mi ? Kitap bu. Hele en güzeliyse…
Önce öğretmenimin önerdiklerini aldım. Okudum. Bende okuma merakının geliştiğini gören annem, babam, ağabeyim, akrabalardan bazıları, fırsat buldukça kitap armağan ettiler. Bunlara bir-iki yaş günümde arkadaşlarımın verdiklerini de eklersek, varın siz hesap edin ne kadar çoğalmış. 

Hepsini okuyamadım. Birden yığıldılar. Ama büyük bir hızla okumayı sürdürüyorum. Yakında bitireceğim. "Püsküllü Deve"yi, "Kel Güvercin"i bir solukta okudum. Daha hangi birini sayayım size ? "Aziz Dede'den Masallar"ı mı? "Şeytan Çekiçleri"ni mi? "Sakarca"yı, "Yonca Kız"ı, "Tomcik ile Bilek"i mi? "Küçük Prens"i, "Dağdaki Kaynak"ı, "Şeytanın Altınları"nı mı? Hangisini sayayım?.. Benim kitaplarım hep çiçek kokar. Renk renk güzellik kokar. Barış ve sevgi yayılır onların ortamından. Belki bu yüzden, kitaplarımla birlikte evimizde daha güzel bir dünya oluştu. En güzeli, ben daha anlayışlı, daha bir içten, daha bir seven ve sevilen biri oluverdim. Kuşlarla, kelebeklerle, ağaçlarla, bulutlarla dost olmak, onları bizim "insan" yaşamımızla bütünleyerek değerlendirmek ne zevkli, ne yararlı bir oyunmuş meğer!.. Ben dostluğun ve arkadaşlığın bu denli kıvanç verici olduğunu daha önceleri bilmezdim. Oysa kitaplarımla, oradaki kahramanlarla birlikte yaşayarak öğrendim hepsini. Kötülerle uyarınca savaşmayı, iyilrle bütünleşmeyi onlarla birlikte öğrendim. 

Kitapsız bir evren düşünemiyorsam, henüz kitap okumamış kardeşlerim beni bağışlasınlar; çok doğru söylüyorum. Azıcık zorlayın kendinizi, başlangıçta güç gelse de, bir alıştınız mı, o güzelim sayfalardan kendinizi alamazsınız. Bunda payım olursa büyük kıvanç duyarım. Hemen başlayın okumaya.

Celal ÖZCAN
Başarı Dergisinden


Sevgili Arkadaşlar!
Mart ayının son pazartesi günü ile başlayan haftayı Kütüphaneler Haftası olarak kutluyoruz. Hafta süresince, kitapların önemi, kütüphanelerin geliştirilmesi ve kütüphaneciliğin sorunları dile getirilir, kütüphanelerde uyulması gereken kurallar anlatılır.
İçindeki kitaplardan herkesin yararlandığı binalara kütüphane, kitapların korunması, sınıflandırılması ve okuyucuya kitap verilmesi gibi görevleri yapan memurlara da kütüphaneci denir. Eski çağlardan beri insanlığın hizmetinde olan kütüphaneler, her toplum için önemli olmuştur.
Hemen hemen her il ve ilçemizde kütüphane bulunur. Ülkemizdeki en büyük kütüphaneleri şöyle sıralayabiliriz: İstanbul’da Süleymaniye ve Beyazıt Kütüphaneleri, Ankara’da Milli Kütüphane ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kütüphanesidir. 

Ne yazık ki ülkemizde kütüphanelere gereken önem verilmemektedir. Günümüzün en yalnız, en buruk ve en üzgün mekanlarıdır kütüphaneler. Kitabın pahalı olduğunu söyleyen insanların, kitabın bedava olduğu kütüphanelere gitmediğini görüyoruz. Kitap okumayan bir toplum oluşumuzun cezasını, elbette ki her alanda çekmekteyiz.
Sevgili Arkadaşlar! Her türlü kitabı bulabileceğimiz kütüphaneler, biz okuyucularını beklemektedir. Okul ve sınıf kütüphaneleri kurmak için bu haftayı vesile kılıp, hemen kolları sıvamalıyız. Bizlere ödünç kitap veren kütüphaneleri sık sık ziyaret etmeli ve her şeyden önemlisi, haftada en az birkaç kitap okumalıyız. 

Kütüphaneye girerken ayaklarımızı paspasa silmeli, paltolarımızı vestiyere bırakmalıyız. Görevli memur istemeden kimliğimizi vermeliyiz. Nasıl kitap arayacağımızı bilmiyorsak görevli memurdan yardım istemeliyiz. Okuma salonunda konuşmamalı, sayfaları sessiz çevirmeli ve sessiz yürümeliyiz. Okuduğumuz ve ödünç aldığımız kitaplardan başka insanların da yararlanacağını unutmadan, onları iyi korumalıyız.
Hepinize kitaplı ve kütüphaneli bir yaşam diliyorum. 

KİTAP HAFTASIYLA İLGİLİ ŞİİRLER 

KİTAP SEVGİSİ
Benim ufak bir odam var,
Dinleniyor orda başım.
İçindeki şu kitaplar,
En sevgili arkadaşım.
Beni, bana veren odur,
Gerçek yolum ondan başlar;
Bin bir çiçek veren odur,
Onunla dost, büyük başlar.
Kitap ruhun kaynağıdır,
Bu kaynaktan iç arkadaş;
Kitap ilmin uğrağıdır,
Ektiğini biç arkadaş.
Uzun sözün kısası bu,
Öğütlerim değil kuru,
Boş değirmen, kitapsız ev,
Kitabı sev, kitabı sev!...
Rıfat Necdet EVRİMER 

KİTAP
Okumayı, yazmayı,
Gördüm, öğrendim senden,
Büyükleri saymayı,
Yine öğrendim senden.
Bende bilgi, görgü var,
Sende bütün gerçekler,
Sayfalarını açar,
Okurum birer birer.
Doğruluk ve güzellik
Senin yolun insana,
Bize sensin üstelik
Öğretmen, ana, baba.
Seni temiz tutarım,
Kirletmem hiçbir zaman,
Esirgerim, okşarım,
Usanmam okumaktan.
İ.Hakkı TALAS 

BENİ ÇOK OKUYUN
Çantanda dururum arkadaş gibi,
Kitap okuyana kim vermez bilgi...
Aman kapılmayın boş hayallere,
Benden başka olmaz sadık sevgili.
Yazarlar günlerce yazarlar beni,
Sayfamı açarsan tutmam dilimi.
Yeter ki sen öğren bu bana yeter,
Senden esirgemem nurlu elimi.
Bir dolapta hepten biz diziliriz.
Aman çok okuyun biz seviniriz.
Aydınlık günlerin hepsi de bizde,
Raflarda durunca çok üzülürüz.
Yaprağımız beyaz açın onları,
Okuya, okuya çöz sorunları.
Cahillik dünyada ayıp sayılır,
İyi hesap edin bu durumları...
Kitapsız kişiyi kimler neylesin,
Bizi okusun da gönül eğlesin.
Söyleyin herkese kahve ne imiş,
Kumarın yerine kitap yeğlesin.
Aylak, aylak gezme git kitaplığa,
Kitap okudukça kavuş bolluğa.
Bilgi, görgü iste hepsi var bizde,
Kitapla yürüyün kör karanlığa

İbrahim Şimşek

Can Kardeşim Kitap
Gel benim can kardeşim,
Gel güzel kitabım gel!
Senden başka dünyada
Hiç bir şey değil güzel.

Seninle oynayalım,
Seninle gülelim gel!
Seninle yerde, gökte
Gezip eğlenelim, gel!

Mehmet Necati ÖNGAY

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol